Hukuk devleti ilkesini ihlal ettikleri gerekçesiyle AB tarafından eleştirilen Polonya ve Macaristan, ödeneklerin koşula bağlanması planına tepki olarak AB bütçesini veto etti.
İki ülkenin vetosu nedeniyle bugün düzenlenen AB Büyükelçiler toplantısında Birlik bütçesi ve korona virüsü yardımlarını içeren paket için gerekli oybirliğine ulaşılamadığı ve karar alınamadığı bildirildi. Bütçe ve korona paketinin önümüzdeki yılın başında yürürlüğe girmesi hedefleniyordu.
AB devlet ve hükümet başkanları temmuz ayındaki zirvede 2027 yılına kadarki dönemi kapsayan 1 trilyon 100 milyar euroluk AB bütçesi ile 750 milyar euroluk korona paketi üzerinde uzlaşmaya varmıştı. Zirvede ayrıca uzun süren pazarlıklar sonucunda Polonya ve Macaristan’ın itirazlarını aşmak için “Hukuk devleti ilkesine yönelik ihlaller yaşanması durumunda AB ödeneklerinde kesintiye gidilebileceği” şeklinde bir formül bulunmuştu.
Zirveden sonra Avrupa Parlamentosu ile birlikte karara bağlanan ve daha somut hukuki metin ise Polonya ve Macaristan tarafından reddedilmişti.
‘GÜVENİ ZEDELİYOR’
Macaristan Başbakanlık Basın Sorumlusu Bertalan Havasi, Macar Haber Ajansına (MTI) yaptığı açıklamada, “Başbakan Viktor Orban, Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel’e yolladığı mektupta, Macar hükümetinin, AB’nin 7 yıllık bütçesi ve kurtarma paketi ile ilgili hukuki düzenlemeyi veto edeceğini bildirdi” ifadelerini kullandı.
Havasi, Orban’ın daha önce de yaptığı açıklamada, AB bütçesi ve kurtarma paketinin tam olarak tanımlanmayan hukuk ihlali maddesine bağlanmasının kabul edilemez olduğunu ve bunun Macaristan’ın çıkarını ve üye ülkeler arasındaki güveni zedelediğine dikkat çektiğini hatırlattı.
‘AB İÇİNDE ŞANTAJI KABUL ETMEYECEĞİZ’
Polonya Başbakanlık Ofis Sorumlusu Michal Dworczyk da yaptığı açıklamada, AB bütçesi ve kurtarma paketinin hukukun üstünlüğü koşuluna bağlanması girişiminin AB anayasasına aykırı olduğunu savundu.
Dworczyk, “AB fonlarının hukukun üstünlüğüne bağlanması tamamen AB yetkilileri ve siyasilerinin keyfiliğine dayanması demek. Bu durum ise bazı ülkeleri avantajlı, bazılarını ise dezavantajlı duruma getirecek. Hiçbir şekilde anayasa ihlalini ve AB içinde şantajı kabul etmeyeceğiz” diye konuştu. (AA)
Gazete Duvar