Boğaziçi Üniversitesi Nafi Baba Tasavvuf, Tarih ve Kültürel Miras Araştırma ve Uygulama Merkezi İdare Heyeti üyeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından üniversiteye atanan Melih Bulu’ya mektup yazarak reaksiyon gösterdi. Mektupta, Bulu’nun Rumeli Hisarı Şehitliği’ne ait kelamlarının gerçeği yansıtmadığı ve kurum prestijine ziyan veren bir açıklama olduğu yer aldı.
Üniversite bünyesinde bulunan şehitlik olarak anılan mezarlığa dair çalışmaların birinci defa 1968 yılında başladığı ve hala devam ettiği belirtilen mektupta; “Bir kurumu kurum yapan, mensuplarının liyakatinin yanında, birikim ve geleneklerinin bilinmesi, hatırlanması ve bunlara sahip çıkılmasıdır” denildi.
28 Mayıs 2021 tarihli Sabah gazetesinde ‘Boğaziçi Üniversitesinde fetih şehitleri anıldı’ başlığıyla çıkan haberde, Boğaziçi Üniversitesi’nde yer alan Rumeli Hisarı Şehitliği’nde İstanbul’un fethinin 568. yılında bir anma merasimi düzenlendiği yer almış ve Boğaziçi’nin 158 yıllık tarihinde ‘ilk kere bir rektörün şehitliği ziyaret ettiği’ tez edilmişti.
‘BİRÇOK BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İDARECİSİ VE MENSUBU İÇİN RENCİDE EDİCİDİR’
Argümanın geçeği yansıtmadığını belirtilen akademisyenler açıklamada şu tabirleri kullandı:
“Bu haber, Rumelihisarı Şehitliği’nin ve Nafi Baba Dergâhının Boğaziçi Üniversitesi’nin sonları içine alınması ve bu yerlerin çevresel, kültürel, tarihi ve toplumsal özellikleri dikkate alınarak koruma edilmesi ve iyileştirilmesi sürecinde emek sarf etmiş birçok Boğaziçi Üniversitesi idarecisi ve mensubu için rencide edicidir. Haberde yer alan, birinci sefer bir Boğaziçi Üniversitesi rektörünün şehitliği ziyaret ettiğine dair yanlış bilgi ve Melih Bulu’nun tekrar tıpkı haberde aktarılan, ‘Tüm Boğaziçi bileşenleri olarak önümüzdeki süreçte şehitliğimize daha fazla ilgi göstermeli, burada yaşanmış olan tarihi daha yakından incelemeliyiz,’ kelamları Boğaziçi Üniversitesi’nin kurumsal hafıza ve kimliğini göz arkası ederek prestijine ziyan vermektedir.
Boğaziçi Üniversitesi’nin internet sayfasının haberler kısmında bulunan ve üniversitenin bedelli eski rektörlerinin, emekli ve hala kurumda vazifeli olan hocalarının çalışmalarının tarihçesini veren yazılar, Sabah gazetesinde yer alan haberdeki tabirlerin yanlışlığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. (Bkz.18 Aralık 2015 tarihli, ‘Rumelihisarı Şehitlik Mezarlığı ve Dergahı ile ilgili Genel Sekreterlik Açıklaması’ ve 29 Mayıs 2017 tarihli ‘İstanbul’un Fethi’nin tarihi ve manevi mirası Boğaziçinde ele alındı’ başlıklı yazılar)”
Daha evvel de Bulu’nun atadığı üç rektör yardımcısından biri olan Gürkan Kumbaroğlu, toplumsal medya hesabından, 2017-2020 ortasında başlatılan araştırma projelerinin basında çıkan haberlerini, “Boğaziçi artık bilim yapıyor” başlığıyla paylaşmıştı.
AÇIK DERSLERİN ALTINCISI GERÇEKLEŞTİ
Öte yandan üniversite akademisyenlerinin bahar periyodunun açılışında “Söz 101” dersiyle başlattıkları açık derslerin altıncısını Sanayi Mühendisliği Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. Taner Bilgiç verdi. “Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği 101” başlıklı açık ders dün akademisyenlerin ve öğrencilerin iştiraki ile Güney Yerleşkede gerçekleşti.
Prof. Bilgiç, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin 101. nöbetin çabucak akabinde verdiği bu derste, bir hak olarak akademik özgürlük ve kurumun niteliği olarak üniversite özerkliği mevzularına odaklandı. Üniversite-toplum-devlet alakası ve bu bağ bağlamında üniversite özerkliğinin kıymetine değinen Bilgiç, kamu araştırma üniversitesi ve kamu faydası kavramlarını da açıkladı. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin Kelam 101 ile başlayan açık dersleri periyot sonuna dek devam edecek. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
