ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, 6-8 Ekim Kobane olaylarıyla ilgili 6 yıl sonra iddianame hazırladı. Başsavcılık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin HDP’nin eski Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş’a ait kararından 10 gün sonra hazırladığı iddianamede Demirtaş’ın da ortalarında olduğu 108 kişi ‘şüpheli’ olarak yer aldı.
‘ÜLKE BÜTÜNLÜGÜNÜ BOZMA’
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 108 kişi hakkında “şüpheliler için devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile “37 defa adam öldürmek” üzere çeşitli hatalardan cezalar istedi.
‘KARŞI HAMLE’
Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, DUVAR muharriri İrfan Aktan’a verdiği röportajda, AİHM kararından sonra yaşanacabileceklere dikkat çekmişti. Kahraman’ın kelamlarının o kısmı şöyle:
AİHM’in kararından sonra Demirtaş’ın bir nevi kâğıt üstünde tahliye edilip çabucak gerisinden öbür bir suçlamayla tutuklanabileceği ve sizin tekrar iç hukuk yollarını tüketmeniz gereken yeni bir süreç başlatılabileceği, böylelikle AİHM kararının kararsız kılınabileceği yorumları yapıldı. Bu mümkün mü? AİHM kararı bu riski de öngörüyor mu?
Bu soru çok hoş ve kıymetli bir soru. AİHM’in Demirtaş’ın hür bırakılmasına ait 20 Kasım 2018 tarihli birinci Daire kararı açıklandıktan sonra Cumhurbaşkanı “karşı atılım yaparız” demişti. Hakikaten o devirde karşı atılımlar yapıldı, Demirtaş’ın öteki bir cürümden aldığı ceza onandı. Lakin Büyük Daire’de 18 Eylül 2019 tarihinde duruşma yapılacağı anlaşıldı. Bu duruşmaya 16 gün kala AİHM birinci Daire kararını yerine getiriyorlarmış üzere yapıp Demirtaş’ı belge üzerinden tahliye ettiler. Büyük Daire önünde duruşmaya çıktığımızda Demirtaş tutuklu değil, öteki bir hatadan hükümlüydü. Gerçekten Büyük Daire’de Türkiyeli yargıç Saadet Yüksel’in de hatırlatmasıyla o argümanı kullanmaya başladılar. Yani “Demirtaş şu an Büyük Daire’de görülen belgeden tutuklu değil, öteki bir kabahatten tutukludur, o yüzden aslında bu savlar geçersizdir, düşürülmelidir” üzere itirazlar geliştirildi. Büyük Daire duruşmasından iki gün sonra Sayın Demirtaş’ı 6-8 Ekim sıkıntısı üzerinden yine tutukladılar.
‘AMAÇ DEMİRTAŞ’IN TAHLİYE OLMAMASINI SAĞLAMAK’
İkinci tutuklama ile “Demirtaş birinci tutuklamadan ötürü AİHM önüne gitmişti, artık ise öbür bir karardan ötürü tutuklu” argümanını daha o vakitten, yani 20 Eylül 2019 tarihinden itibaren hazırlamaya başladılar. Biz bunun farkındaydık ve hem iç hukukta, hem de AİHM Büyük Dairesi’ne sunduğumuz onlarca beyanımızda bunu izah ettik. Dedik ki, “ilk tutuklamanın saiki ne ise, ikinci tutuklamanın saiki de odur. İleride Büyük Daire’de verilecek karardan sonra, bu karar birinci tutuklamaya ilişkindir, şimdiki ikinci tutuklamayı kapsamıyor deyip, Demirtaş’ı rehin tutmaya devam edecekler” dedik. Gerçekten AİHM optimal bir isabetle bunu çok iyi gördü, bu fotoğrafı çok iyi çekti ve birinci tutuklama ile ikinci tutuklamanın aslında birbiriyle ilintili olduğunu, tek modül olduğunu, yegane maksadının Demirtaş’ın tahliye olmamasını sağlamak olduğunu görerek Demirtaş’ın ikinci tutukluluğu ile ilgili derhal özgür bırakılma kararı verdi.
Yani AİHM’in son kararı, Türkiye’nin çalışmadığı yerden mi geldi?
Evet, tam olarak o denli oldu. Meskendeki hesap çarşıya uymadı. (HABER MERKEZİ)
Mahsuni Karaman: Çok sürmez, Demirtaş özgür bırakılacakGazete Duvar
