15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında kamudan ihraç edilen ve OHAL Kuruluna başvuran birtakım şahısların iade edilmesi için ‘aracılık’ yaptığını açıkça söyleyen Süleyman Özışık gündem oldu. Özışık kelam konusu yayında “Süleyman Soylu’ya pak olduğuna inandığım binlerce insanın evrakını götürdüm; vazifelerine iade edildiler” tabirlerini kullanıyor.
18 Haziran 2020 tarihli yayında Özışık İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ‘masum olduğuna inandığı’ binlerce kişinin evrakını götürdüğünü söylüyor: “Dedim ki; bu beşerler şayet saf çıkmazsa hesabını benden sorun. Araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı. Hepsi vazifelerine iade edildi.”
‘HUKUKTA BU TÜRLÜ BİR YOL YOK’
Özışık’ın kelamlarıyla ilgili Odatv’ye konuşan Yargıtay Cumhuriyet Eski Savcısı Mehmet Ruşen Gültekin “Hukukta bu türlü bir yol yok. OHAL komiteleri yargı makamı üzere çalışıyor. Orada yargıçlar da çalışıyor, vazife yapıyor. Bu türlü bir prosedür yargıyı etkileyemeye teşebbüs üzere anlaşılır. İçişleri Bakanlığı siyasi bir makam OHAL komitesi bir yargı makamı üzere çalışıyor. Bunun hudutlarını nerede çizeceğiz biz. Yani bu mahkemeye, savcılığa intikal ettiğinde de tıpkı şeyler mi olacak bunlarla ilgili. Bir gazetecinin işi midir bu? Değildir olağan ki bunlar etik dışı davranışlar ve hudutlarının nerede olacağı aşikâr olmayan davranışlar” sözlerini kullandı.
OHAL kurullarında yargıçların çalıştığını hatırlatan Gültekin, bu davranışların binlerce yargıç ve savcıyı töhmet altında bıraktığını söyledi.
Gazete Duvar
