Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), ‘Salgınlaşan harikulâde halde palavra, vefat ve itiraz’ isimli bir söyleşi gerçekleştirdi. Vakfın 30’ncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan söyleşiye Tanıl Bora, Nilgün Toker, Coşkun Üsterci ve Serdar Tekin katıldı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Üniversal Bildirgesi ve ehemmiyetinin konuşulduğu söyleşide Nilgün Toker, kozmik bildirgeyi güçlendiren şeyin insan hakları hareketi olduğunu söyledi. Serdar Tekin ise kozmik bildirgenin dünyanın içinde bulunduğu periyotta hatırlanması gerektiğinin altını çizerek, bir kamu hukuku metni olduğunu vurguladı. Tanıl Bora da yıllar evvel Türkiye’de azap olduğu kabul edilmezken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın bu mevzuda çığır açacak çalışmalarda bulunduğunu belirtti.
SALGINDA PALAVRALAR…
Konuşmaların akabinde söyleşinin ana teması olan, ‘Salgınlaşan harikulâde halde palavra, mevt ve itiraz’ hususuyla ilgili açıklamalara geçildi. Birinci kelamı alan Nilgün Toker, “Siyasal palavra kavramı 11 Eylül saldırısından sonra Irak’a yapılan atakta kullanılmış bir kavram. Doğruyu bilirsiniz lakin saklarsınız. Manipülatüf olabilir. Yani klasik bir palavradan bahsediyoruz. Burada kıymetli olan şey şu: Orada bir gerçek var ve bu yanlışsız saklanılıyor. Oradaki palavra çürütülebilir bir palavradır. Ortadaki salgına ait alacağımız tavrı müzakere etseydik bilgiye muhtaçlığımız olurdu. Meğer hem bilgiyi engelleyen, hem müzakereyi engelleyen bir palavranın içerisindeyiz. Burada hakikatin ortaya çıkartılması için gayret etmek değerli. Yeni rejimler yeni karakterleriyle birleştiğinde sonuçları sivil toplum kuruluşlarımızın kapatılması, müzakere alanımızın kapatılması olarak görüyoruz. Burada vefatları en fazla saklayan ve vefat hakkında en az konuşan biziz.”
‘ÖLÜM İSTATİSTİKLERLE TARTIŞILAMAZ DİYORDUK…’
Serdar Tekin ise şunları söyledi: “Ölüm istatistiklerle tartışılamaz diyorduk lakin bugün diyemiyoruz. Zira sayıları bilmiyoruz. Pandemi nedeniyle ölen kişi sayısının kaç olduğunu bilmiyoruz. Vefat konusunun palavra konusu haline gelmesi bir yönetme tercihidir. TTB haklı olarak mümkün olan her şeyi söyledi. Bu birebir vakitte siyasal iktidarın kamusal yükümlülükleri savuşturduğu bir süreci gösteriyor. Bir yandan herkes kendi harika halini ilan etsin diyor bir yandan da en kritik bilgiyi onlardan saklıyorlar. Toplumun büyük bir kesiti için siyasi kararlarla mevt riskinin toplumun çok büyük bir kesiti için artıran bir tercihler silsilesinden kelam ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
