ANKARA – Trabzon’da 2010 yılında kurulan özel Avrasya Üniversitesi pandemi periyodunda, 1 Eylül itibariyle 100’ün üzerinde akademisyeni yeni devrin başlayacağı 1 Ekim tarihine kadar fiyatsız müsaadeye gönderdi. Müsaadeye gönderilen çalışana, SGK’ya fiyatsız müsaade koduyla bildirim yapılacağı kelamlı ya da ileti yoluyla bildirilirken SGK tarafından günlük 39 TL’den bir ay sonunda bin 170 TL ödeme yapılacağı belirtildi.
Yeni eğitim öğretim periyoduna dair akademik hazırlıkların yapılacağı eylül ayında fiyatsız müsaadeye çıkarılmalarına reaksiyon gösteren Avrasya Üniversitesi’nde misyonlu bir akademisyen, “Üniversite idaresinin fiyatsız müsaade kararı alması nedeniyle 1 Ekim itibariyle okula gittiğimizde karşımızda başlamış bir periyot göreceğiz. Ama bu halde hazırlanamamış olacağız. Ki hazırlanacak ne moral var ne güç ne de okul için bir şey yapmaya yönelik istek var” diye konuştu.
‘ÜCRETSİZ MÜSAADEYE ÇIKARILMAMIZA KARŞIN KAYITTA ÇALIŞTIRILDIK’
İsminin yayınlanmasını istemeyen Avrasya Üniversitesi’nde vazifeli bir öğretim üyesi fiyatsız müsaadeye çıkarılan akademisyen sayısının net olmadığını, üniversitenin işçi daire başkanlığında misyonlu şahısların 130’un üzerinde olduğu bilgisini kendileriyle paylaştığını anlattı. Üniversite idaresi tarafından 1 Eylül itibariyle fiyatsız müsaade kararının alındığını lakin yeni periyot kayıtları için 1 Eylül ile 5 Eylül tarihleri ortasında 50’ye yakın akademisyenin kayıt sürecinde görevlendirdiğini belirten öğretim üyesi, “1 Eylül Salı ve 5 Eylül Cumartesi tarihleri ortasında üniversitede rutin formda yapılan işçi devam denetim sistemi (yüz okutma+imza) işletilmedi. Sonrasında ortaya çıktı ki halbuki 1 Eylül’de fiyatsız müsaadeye çıkarılmışız lakin kayıt devrinde de çalıştırılmışız” dedi.
‘ÖĞRENCİLER ETKİLENECEK’
Pandemi şartlarında fiyatsız müsaadeye çıkarılmaları nedeniyle hem maddi hem de akademik korkularının olduğunu belirten öğretim üyesi, ekonomik korkularına ait, “Hepimizin kredisi, borçları ya da sorumluluğunu üstlendiği aile üyeleri var. Doğal ki ekonomik olarak kaygılıyız” dedi.
Üniversitede vazifeli öğretim üyesi, yeni eğitim öğretim devri başında fiyatsız müsaadeye çıkarılmasının akabinde akademisyen olarak derdini ise şu sözlerle anlattı:
“Eylül ayı iki manaya geliyor. Eylül ayında, eski devri kapatıp yeni periyoda hazırlık yapardık. Ders programlarının çıkartılması, derslerin paylaştırılması, ders içeriklerinin belirlenmesi, kaynakların belirlenmesi üzere gelecek periyotta öğrenciye yararlı bir eğitim planlaması yapılması gerekiyordu. Üniversite idaresinin fiyatsız müsaade kararı alması nedeniyle 1 Ekim itibariyle okula gittiğimizde karşımızda başlamış bir devir göreceğiz. Lakin biçimde hazırlanamamış olacağız. Ki hazırlanacak ne moral var ne güç ne de okul için bir şey yapmaya yönelik istek var. Akademisyenliğin onuru ve vicdanı neyi gerektirir? Öğrenciye verebileceğin her şeyi vermeyi gerektirir. Tek derdimiz bu akademik maliyet. Bundan öğrenciler de birebir etkilenecek.”
‘ZORUNLU FIYATSIZ MÜSAADESI LISANA GETİRMEDEN ÖĞRENCİLERİN TALEPLERİNİ YERİNE GETİRİN’
Üniversitede misyonlu akademisyenlere fiyatsız müsaadeye çıkarılmalarına karşın mailler ya da bildiriler atılarak gelecek periyoda dair ders programlarının yapılması, okulda seminer üzere etkinliklere iştirakin sağlanması tarafında “zorunlu” ismi altında direktifler verildiğini belirten öğretim üyesi, fiyatsız müsaade devrinde üniversite idaresinin çalışmalarına devam etmesi taleplerini ise şu sözlerle anlattı:
“Ücretsiz izinde de olsak birtakım işler zarurî ve dayatılıyor. Trabzon’da oturmayıp da fiyatsız müsaade hasebiyle memleketine giden akademisyenlerden ‘çıkacaksın üniversitenin tanıtımını yapacaksın’ deniyor. Nerelere gidecekler? ‘Dershanelerin rehberlik ünitelerini dolaşacaksın, önümüzdeki hafta ek kontenjan başlayacak okulun tanıtımını yapacaksın’ deniyor. Bunu da zorluyor. Hem fiyatsız müsaade hem de işin olduğu üzere devam etmesini istiyorlar. Hatta çalışanlara ‘öğrenciler sizden bir şey talep ederse olduğu üzere talebi yerine getirin’ denildi. ‘Zorunlu fiyatsız müsaadesi lisana getirmeden öğrencilerin taleplerini yerine getirin’ üzere ikazları da duyduk.
‘AKILLARINA GELEN ŞEY ÖĞRETİM ÜYELERİNİN MAAŞLARINA SALDIRMAK’
“Üretim bandı olan yerlerde çalışanlara fiyatsız müsaade hakkı getirildi ancak üniversitenin hem akademik olarak hem de maddi olarak bu türlü bir konum alması kelam konusu değil” tabirlerini kullanan öğretim üyesi kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Üniversite bize ödediği maaşları 2019 Eylül’de yapılan kayıtlar ve devam eden ödemeler üzerinden yapıyor aslında. Hasebiyle pandemiyle ilgili bir durum alınacaksa bu gelecek yıl yapılabilirdi. Bu yılki kayıtlara baktığımızda gelir kaybını da göremiyoruz. Üniversite tercihlerde cazip değil fakat cazip olmamasının nedeni de pandemiyle alakalı değil. Üniversitenin akademik bir kurum olarak çalışma ya da çalışma tezinin olmamasından kaynaklı. Bu üniversitede idari işçi de içerisinde 200 çalışan var. Bugüne kadar bine yakın kişi gelmiş gitmiş. Neredeyse mezun öğrencisi kadar akademisyen gelip gitmiş. Zira burayı akademik bir kurum olarak işletmek istemiyorlar. Bu türlü olunca da yasal boşlukların ardına sığınarak konum alıyorlar. Burada da akıllarına tek gelen şey en büyük sarfiyat kalemlerinden birisi olan öğretim üyelerinin maaşlarına saldırmak. Bunu yaparken de akademik refleksleri yok. Üniversitenin eğitim öğretim sürecine ziyan veriyorlar. Eylül ayında bu türlü bir durum alınması gelecek devrin yok sayılması demek.”
ÜNİVERSİTE IDARESI SORULARI KARŞILIKSIZ BIRAKTI
Yeni eğitim öğretim yılının başlangıcı öncesi 100’ün üzerinde akademisyenin bir aylık fiyatsız müsaadeye çıkarılması münasebetini sormak için ulaştığımız üniversite idaresi, sorularımıza ‘geri dönüş yapılacağını’ belirterek karşılık vermedi. Haberin yayımlandığı saate kadar üniversite idaresinden sorulara dair rastgele bir cevap verilmedi.
Gazete Duvar
