Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar heyeti toplantısının akabinde basın toplantısı düzenledi.
Kurban Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Korona virüs salgının devam ettiği şu günlerde, gerek kurban keserken gerek bayramlaşırken paklık, maske, ara kurallarından asla taviz vermeyelim. Problemli ve zahmetli olduğunu bildiğimiz bu kuralları kendimizin ve sevdiklerimiz için bu kuralları harfiyen uygulayalım. İnşallah birden fazla gitti azı kaldı” diye konuştu.
Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2 yıllık değerlendirilmesini paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, “Ortaya çıkan tablo Türkiye’nin bölgemizde ve dünyada yaşanan harikulâde gelişmelere, önüne çıkartılan birçok manilere karşın tarihi bir atılım periyodu için olduğunu gösteriyor. Hamdolsun Allah’ın yardımı ve milletimizin takviyesiyle tüm zorlukların üstesinden geliyor ve amaçlarımıza gerçek adım adım ilerliyoruz. En büyük gücümüz birlik, beraberlik ve kardeşliğimizdir. Vesayet oyunlarıyla, terör örgütlerinin hücumlarıyla, darbe teşebbüsleriyle, siyasi ve ekonomik tuzaklarla yıkılamayan bir ülke oluşumuzu işte bu hasletlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamıza borçluyuz” sözlerini kullandı.
“Türkiye’yi hâlâ geçmişin zayıf ve ürkek devleti sananlar bu saldırlarla sonuç almayı ülkemizin üzerinde tekrar tahakküm kurmayı hayal ediyorlar” diyen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
DAYATMALARA YANITIMIZI VERMEKTEN ÇEKİNMİYORUZ: Halbuki artık her alanda altyapısını geliştirmiş, egemenlik haklarını kullanma iradesine sahip bir Türkiye var. Kendi gerçeklerinin ve gücünün idrakinde bir Türkiye var. Bir defa daha altını çizerek tabir ediyorum: Bizim kimsenin toprağında, hukukunda, zenginliğinde gözümüz yok. Tek dileğimiz kendi hakkımızı, hukukumuzu korumaktır. Dayatmayla karşımıza çıkanlara yanıtımızı memleketler arası hukuktan kaynaklanan yasal gücümüzle vermekten asla çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz. Hem alanda hem masada yeni periyodun gereklerine nazaran uğraşımızı veriyoruz.
AYASOFYA’NIN İBADETE AÇILMASI EGEMENLİK HAKKI: Ayasofya’nın Fatih’in vakfiyesine uygun halde yine ibadete açılması, ülkemizin egemenlik haklarını kullanma konusundaki kararlılığın son örneklerinden biridir. Fethin en değerli anısı olan Ayasofya’nın hangi kurallar altında, 500 yıllık camilik vasfından çıkartılarak müzeye dönüştürültüğünü tartışmanın bir manası olmadığına, kalmadığına inanıyorum. Kıymetli olan bu ulu mabedin tekrar asli fonksiyonuna dönmüş olmasıdır.
ÜÇ KUŞAĞIN HAYALİ: Fatih’in 1453 yılında mescide çevirdiği İstanbul’un gözbebeği Ayasofya artık medeniyetimizin tepe sembollerinden biri olarak, milletimize ve tüm İslam dünyasına bir ibadethane olarak hizmet vermeyi sürdürecektir. Buradan Müslümanlar dışında Hristiyan alemi de tıpkı formda gelip ziyaretlerini yapabilecektir. Ayasofya’nın kubbeleri tekrar ezan, kuran, salavat, tekbir sesleri ile tekrar inledi. Ayasofya’yı, ecdadın emanetine uygun olarak, üç jenerasyonun hayalinde yaşattığı formda bir cuma günü aslına rücu ettirdik.
HER İNANÇTAN İNSANI MEMNUN ETTİĞİNE İNANIYORUZ: Ayasofya’nın vakfiyesine ters formda müzeye dönüştürüldüğü günden beri, bu ulu mabedin tekrar ibadete açılması veren büyüklerimizin her birini hürmetle yad ediyoruz. Adeta Ayasofya’nın önündeki meydandaki gençlik günlerimizi hatırlıyoruz. Tam 567 yıl evvel cami sıfatıyla onurlanan bu mabedin, sıradan bir müze yerine yapılış gayesine uygun halde ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı keyifli ettiğine inanıyoruz.
BU MABETLER MAHSUN KALMAYACAK: Bir asır evvel topraklarımız işgal edildiğinde İstanbullu Sultanahmet ve Ayasofya’da buluşup “yemin ediyoruz” diye ahitlerini tüm dünyaya haykırmıştı. Milletimiz varını ağırı ortaya koyarak düşmanı topraklarımızdan attıktan sonra da tekrar bu mabedin kubbeleri, şükür dualarıyla inlemişti. Tüm camilerimizin minarelerinin önünde yemin ediyoruz ki, milletimizin son ferdi de son nefesini vermeden bu mabetler ağlamayacak, mahsun kalmayacaktır. Bugün yine yemin ediyoruz ki, ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza kimsenin el uzatmasına müsaade vermeyeceğiz.
ALTYAPIYI MANEVİ İKLİMLE KUŞATIYORUZ: İstiklal uğraşını yürütürken ülkemizi her alanda mamur etmeyi, geliştirmeyi, ileriye taşımayı ihmal etmiyoruz. Eğitim, sıhhat, tarım, ticaret, sanayi, toplumsal dayanak, istihdama kadar her alanda Cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetle ülkemizi geliştiriyor, kalkındırıyoruz. Asırlık hayalleri birer birer hayata geçirirken bu maddi altyapıyı, manevi iklimle de kuşatıyoruz. Ecadın müsaadeden giderek İstanbul’da Ayasofya’yı, Sultanahmet’i, Fatih’i, Süleymaniye’yi yalnız bırakmamak için Büyük Çamlıca’yı, Ataşehir Mimar Sinan’ı yanlarına yoldaş eyledik. Artık de Levent’i ve Taksim’i inşa ediyoruz.
MESCITLERI BU TOPRAKLARA VURDUĞUMUZ MÜHÜR OLARAK GÖRÜYORUZ: Ülkemizin dört bir yanında okul, hastane, yol, baraj, köprü ve öteki yapıtlara bu topraklara vurduğumuz mühürlerimiz olarak gördüğümüz camilerimizle adeta ruh inşa ediyoruz. Bu vatanı ne düşman hücumları ne siyasi ve ekonomik krizler ne de kokuşmuş zihniyetlerini topluma dayatanlar çökertebilir. Milletimizin inancını besleyen kaynaklar canlı kaldığı surece bunların hepsinin üstesinden Allah’ın müsaadesiyle geliriz. Camilerimiz 7’den 70’e milletimizin her bir ferdiyle ne kadar dolup taşıyorsa dinimiz İslam orada dimdik ayakta demektir. Buna karşılık mescitlerimiz ne kadar boş kalırsa gönül toprağımız o kadar çoraklaşıyor demektir.
BİR MİLLETİN TEKRAR DOĞUŞUNA ŞAHİTLİK EDİYORUZ: Gençler mescitlerimizi ihmal etmeyin, gençler mescitlerimizde ne kadar secdeye kapanırsanız biliniz ki camilerimizle birlikte siz de o kadar güçlü olacaksınız. Camilerimiz ne kadar sessizliğe bürünürse akıbetimiz o kadar karanlık demektir. İşte bunun için Ayasofya’nın yine ibadete açılışı, secdelerle yeninden buluşması, mescitlerden bir caminin hizmete girmesi demek değildir. Bu adımla bir milletin adeta yine doğuşuna şahitlik ediyoruz. Bir vakitler topluca sabah namazları derdik, lise çağlarımızda daima birlikte sabah namazlarına giderdik. Artık tekrar birebir devrin, birebir sürecin başlamasının Ayasofya ile çok ancak çok değerli olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanınız gençlik olarak sizden bunu yeniden bekliyoruz.
DETAYLAR GELİYOR…
Gazete Duvar
