İnsan hakları kuruluşları, baroların yeni bir tasarı ile tekrar düzenlenmeye çalışılmasına karşı avukatlar tarafından başlatılan fiil sürecine destek verdi. Yapılan açıklamada, “Avukatlar ve barolar, haklarımızın en kuvvetli garantileri arasındadır. Yasa yapıcıları, baroların özgürlük ve özerkliğini zedeleyecek tüm çalışmalara son vermeye, barolara ait bir mevzuat düzenlemesi yapılacaksa bu süreci, baroların faal iştiraki ile yürütmeye çağırıyoruz. Avukatlarımızın ve barolarımızın haklı taleplerini destekliyoruz” denildi.
İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı’nda bölge alan Civil Rights Defenders, Mütalaa Kabahatine Karşı Teşebbüs, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Kaos GL, Kırkayak Kültür, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Punto 24 Bağımsız Gazetecilik Derneği, Research Institute on Turkey, Sivil Alan Araştırmaları Derneği, SPoD LGBTİ+, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Turkey Litigation Support Project, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Bürosu, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği ve Yurttaşlık Derneği ismine yapılan açıklamada şöyle denildi:
MILLETLERARASI VE ANAYASAL GARANTILER VAR: Savunma hakkı, adil yargılanma hakkının en kıymetli ögelerindendir. Avukatlar ve barolar, hem savunma hakkının kullanılabilmesinde hem de temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilenlerin hak aramalarında son kademe değerli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle avukatlar gerek şahsen gerekse de mensubu oldukları barolar kanalıyla hukuk devleti prensiplerinin ve hak ve özgürlüklerin korunmasının en değerli aktörlerindendir. Adaletin tesisinde üstlendikleri bu değerli ve kıymetli hizmet, avukatların, gerek Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası mukavelelerde gerekse de Anayasa’da kendilerine tanınan özgül garantilerden faydalanmasını gerektirir.
HERKES ADİL YARGILANMA HAKKINA SAHİP: BM Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler ile BM Avukat ve Yargıçların Bağımsızlığı Kişisel Raportörü ve Memleketler arası Barolar Birliği üzere memleketler arası mekanizmaların geliştirdiği prensipler uyarınca barolar sırf avukatların mesleksel faaliyetlerini düzenlemek ile sorumlu değildir. Barolar başkaca avukatların bağımsızlığının sağlanmasında ve her türlü müdahaleden uzak bir biçimde mesleksel faaliyetlerini sürdürmelerinde, adalete tesirli bir biçimde erişimin sağlanmasında, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında ve hukuk devleti prensiplerinin teminata alınmasında kıymetli bir role sahiptir. Anayasa’nın 2. unsuru uyarınca Türkiye Cumhuriyeti bir “hukuk devleti”dir, 9. ve 138. unsurlarına nazaran “yargı bağımsızdır” ve 36. hususuna nazaran herkes savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir.
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK AVUKATIN VAZIFESI: Avukatlık Kanunu’nun 1. unsuru uyarınca savunma bağımsızdır, 97. ve 123. hususlarına nazaran savunmanın bağımsızlığının sağlanması konusunda barolar vazifelidir ve 76. hususu kapsamında hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak baroların ve avukatların sorumlulukları arasındadır. Avukatların bağımsızlığını müdafaaya dönük bu değerli standartların yanında milletlerarası hukuk, insan haklarını korumak ve güçlendirmek için çalışan avukatları ve onların örgütlenme modelini, hak savunucusu sıfatları ile de garanti altına almaktadır. BM İnsan Hakları Savunucuları Bildirgesi, Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisi Avrupa Konseyi’ne Üye Memleketlerde İnsan Hakları Savunucularının Korunması Kararı ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına Ait Kılavuz İlkeler gibi dokümanlar ile somut olarak lisana getirilen teminatlar arasında, hak savunucularının, savunuculuk faaliyetlerini özgürce sürdürmeleri için elverişli bir ortamın tesis edilmesi, hak savunucularının faaliyetlerini kısıtlamaya yönelen keyfi müdahalelerden kaçınılması ve hak savunucularının faaliyetlerinin tesirli bir biçimde korunması üzere yükümlülükler sıralanmaktadır.
KEYFİ MÜDAHALE OLMAMALI: Bütün bu prensipler bağlamında avukatların örgütlenmelerine dair gündeme getirilen mevzuat değişiklik taleplerinin avukatlar ve barolardan gelmesi ve bu değişikliklere dair çalışmalarda avukatların gerek direkt gerekse de meslek örgütleri kanalı ile dinamik ve belirleyici bir rol alması gerekir. Baroların bağımsızlığını, özerkliğini ve avukatların yukarıda detaylandırılan teminatlar çerçevesinde keyfi müdahalelerden uzak biçimde faaliyetlerini sürdürmelerini engelleyecek her türlü değişiklik Anayasa’ya ve milletlerarası hukuk standartlarına karşıt olacaktır. Avukatlara ve meslek örgütleri olan barolara yönelen bu ve gibisi müdahalelerin hukuk devletine, temel hak ve özgürlüklere, adil yargılanma hakkına ve adaletin konumuna getirilmesine yönelik oluşturduğu somut tehditlerin izleri emsal siyasetlerin tesirlerinin görüldüğü Azerbaycan, Malezya, İran ve Pakistan üzere devletlerde sürülebilir.
Gazete Duvar
