CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit Belediye Lideri Fatma Kaplan Hürriyet’i ziyaret ettikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy’un imzasıyla yayınlanan ve parti idaresini eleştiren mektupla ilgili şöyle dedi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel lidere mektup yazılmaz. Genel liderden randevu alınır, gelinir, konuşulur. Cumhuriyet Halk Partisi öteki partilere benzemez. Kim dilek ediyorsa, telefonu açar, randevuyu ister. Gelir, otururuz, konuşuruz. Varsa bir meseleleri dinleriz. Sorun varsa çözeriz. Yoksa, ‘Ben mektup yazdım’ üzere şeyleri kabul etmeyiz ve gerçek değil.”
Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ’a taarruza ait soruyu ise şöyle yanıtladı: “Saldırıyı yapanların, faillerinin bulunması, adalete teslim edilmesi, sayın savcının bu bahiste soruşturma yapması hoş bir şey. Ancak savcının tehdit edilmesi, ülkede geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çok değerli. Bu hususta Sayın Erdoğan’ın kamuoyunun önüne çıkıp açıklıkla yapılan saldırıyı kınaması ve faillerin yargılanmasını istemesi gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde efendim, ‘Telefon açtım. Geçmiş olsun dedim’. Bunlar değil. Sen, 83 milyona hitap edeceksin. 83 milyona davette bulunacaksın. ‘Biz asla bu çeşit olayları, şiddeti kabul etmiyoruz ve kınıyoruz’ diyeceksiniz. Şayet bunu yapabilirlerse bence vazifesini yapmış olur. Erdoğan’ın bu misyonu yapması lazım, bekliyoruz.”
Savcının tehdit edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Savcının tehdit edilmesi, geldiğimiz süreçte daha kıymetli bir basamak. Olayı soruşturacaksınız, soruşturan savcı tehdit ediliyor. Akıl alacak şey değil. Tehdit edenler belirli, odak noktaları muhakkak, bunun üzerine de kararlılıkla gitmek lazım. Türkiye yalnız ve sahipsiz bir ülke değildir. Bu ülkenin 83 milyon yurttaşı demokrasi içinde, barış içinde, huzur içinde yaşamak istiyor. Kişinin siyasi görüşünü beğenirsiniz yahut beğenmezsiniz. Lakin onun görüşünü açıklıkla söz etmesine ortam sağlamak zorundasınız. Demokrasinin gereği budur. Demokrasi şiddeti kabul etmez. Şiddete karşı çıkar. Hasebiyle Erdoğan’ın da Sayın Bahçeli’nin de kamuoyunun önüne çıkıp, ‘Biz yapılan olayların karşısındayız. Türkiye bunları kabul etmez. Şiddete karşıyız. Şiddete başvuranlar ve şiddeti özendirenler yakalanmalı ve yargılanmalı’ diye açıklama yapmalıdırlar. Ben yaptım, onlar da yapsınlar. Sayın Bahçeli, ‘Ben yönetmiyorum’ diyecek, lakin ittifaka takviye veren o. Sessiz kalmaları şiddeti özendirir. Bunu kabul etmiyoruz.”
MUHARREM İNCE’NİN KURACAĞI PARTİ
Kılıçdaroğlu, hükümete yakın bir basın kuruluşu çalışanının “Muharrem İnce parti kuracağını açıkladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise “Hayırlı olsun diyeceğiz, arkadaşlar ne diyeceğiz. Parti kurmak özgürdür, isteyen arkadaşlar parti kurarlar” karşılığını verdi.
Belediye Lideri Fatma Kaplan Hürriyet’in “Daha çok ülke gündemini konuşalım. Parti hususlarını parti toplantılarında konuşuruz” kelamları üzerine Kılıçdaroğlu, “Sayın Lider, artık havuz medyasının konusu, gündemi farklı, başka özgür medyanın gündemi farklı” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin aşı gündemi var. 3 milyon doz aşı geldi, gerisiyle ilgili nasıl bir süreç işleyecek? Bununla ilgili sizinle bir şey paylaşıldı mı?” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
“Aşıyla ilgili benimle paylaşılan tek husus var; bana aşının yapılmasıyla ilgili. Ben de önceliğin sıhhat çalışanlarında olduğunu, sıhhat çalışanları aşı olduktan sonra sırası gelince ben de aşımı oluruz diye bir açıklama yaptım Sayın Sıhhat Bakanı’na. 3 milyon doz aşı geldi, 83 milyonuz. 1,5 milyon şahsa yapılacak. 2. etap da tıpkı bireylere bir daha aşı yapılacak. Aşıyla ilgili toplumun önüne bir takvim konulmuş değil. Kimlere hangi mühlet içinde yapılacak. 3 milyon doz geldi, gerisinden yeni aşılar gelecek mi? Güçlü ölçüde yani 20 milyon, 10 milyon, 30 milyon üzere bir aşının gelmesi lazım Türkiye’nin rahatlaması için. Bunların irtibatları kuruldu mu? Kurulmadı mı? Kimden? Nereden? Hangi ülkeden aşılar gelecek bu mevzuda toplumun önüne konmuş bir takvim yok. Siz nasıl bu türlü bir takvim bekliyorsanız biz de bekliyoruz. Hükümeti de uyarıyoruz. 3 milyon doz aşı Türkiye’nin bu sorunu aşması için kâfi değil. Çin’den gelen aşılar var. Öteki ülkelerle yapılmış kontaklar var mı? Yok mu? Siz de bilmiyorsunuz, biz de bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz lakin 600 milletvekili de bunu bilmiyor. Sivil toplum örgütleri de bilmiyor. Sıhhat çalışanları ve sıhhat kuruluşları da bilmiyor. Orada kapalı bir dünya var. O kapalı dünyayı çözmeye çalışıyoruz, sizin çözmek istediğiniz üzere.” (AA)
Gazete Duvar
