LEFKOŞA – KKTC’de Ekim 2020’dek düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Türkiye’nin müdahalede ettiği istikametindeki tezlerle ilgili bir rapor hazırlandı. Tacan Reynar’ın öncülüğünde, Mine Yücel, Abdullah Korkmazhan, Orhan Erönen, Mine Atlı ve Derya Beyatlı tarafından hazırlanan raporda, kendilerini Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) üyesi olarak tanıtan bireylerin, Mustafa Akıncı’yı tehdit ederek seçimleri Ersin Tatar’ın kazanması için çalıştığı ileri sürüldü.
KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale tezleriyle ilgili olarak, eski cumhurbaşkanı Akıncı, Akıncı’nın özel kalem müdürü Cenk Gürçağ ve cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş değerli açıklamalarda bulundu. Kelam konusu raporda, üç nokta öne çıktı: Türkiye’nin KKTC iç siyasetiyle ilgili gelişmeleri ‘beka sorunu’ olarak algılaması, cumhurbaşkanlığı adaylarına ve etraflarına tehditler ile seçim süreci boyunca devam eden anti-demokratik uygulamalar.
‘KKTC, TÜRKİYE İÇİN BEKA SORUNU’
Türkiye’nin KKTC’nin iç sorunlarını ‘beka sorunu’ olarak algılamasına yönelik olarak eski Cumhurbaşkanı Akıncı, Ankara ile olan ilgilerinin başarısızlıkla sonuçlanan Crans Montana Doruğu sonrasında bozulduğuna işaret etti. Kelam konusu tepeyi bir dönüm noktası olarak ele alan Akıncı, sonraki süreçte kendisi hakkında bir ‘itibarsızlaştırma’ sürecinin başlatıldığını belirtti. Hatırlanacağı üzere Crans Montana sonrasında Akıncı, ‘federasyon’ formülünde ısrar ederken, Ankara ‘iki devletli çözüm’ modelini tekrardan gündeme taşımıştı.
GİRNE’DE ÖZEL TOPLANTI
Türkiye’nin, KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iktidar değişikliğini kendi menfaatlerine yönelik olmasını istediğini belirten Akıncı, seçimler öncesinde KKTC’de kimi milletvekillerinin Lefkoşa Büyükelçisi’yle ve MİT temsilcisiyle Girne’deki Beyaz Ev’de yemekli bir toplantıya davet edildiğini söyledi. Kelam konusu toplantıda Ankara’nın, “Akıncı’yı istemiyoruz, Tatar’ı seçeceksiniz” bildirisini verdiği kaydedildi.
Akıncı, seçimlere müdahale raporunu hazırlayanlarla 15 Ocak 2021 tarihinde gerçekleştirdiği röportajda, Beyaz Ev’de vuku bulanlardan dolayı dertlerini Ankara’ya yansıttığı bilgisini paylaştı. Akıncı ayrıyeten telaş ve fikirlerini yazılı olarak Ankara’ya iletmeyi talep ettiğini lakin bu talebin yerine getirilmediğini söyledi.
VEFAT TEHDİTLERİ
Akıncı, seçim sürecinde mevt tehditlerine ve hakaretlere maruz kaldığını, özel kalem müdürü Gürçağ’ın da tehdit edildiğini aktardı. Akıncı, Türkiye’nin adaya mali kaynak transferi ve seçmenleri baskı altında tutma yoluyla seçimlere müdahalede bulunduğunu anlattı. Gürçağ ise Akıncı’nın açıklamalarını teyit ederken, seçim öncesinde kendisini MİT ögeleri olarak tanıtan şahıslarca tehdit edildiğini belirtti.
DENKTAŞ DA ‘MÜDAHALE VAR’ DEDİ
Seçimlerde aday olay Denktaş ise Ankara’nın müdahalesini doğrularken, Türkiye’nin KKTC iç problemlerini ‘beka meselesi’ olarak gördüğünü, kendisine ve etrafına baskı uyguladığı iletisini verdi. Denktaş, seçim öncesinde bir arkadaşının konutunda gece saatlerinde MİT temsilcileri ile görüştüğünü ve vazifeli kişinin kendisine “Eğer adaylıktan çekilirseniz Türkiye ile kuramadığınız bağlantıları (Recep Tayyip Erdoğan ile) bundan sonra kurabileceksiniz” dediğini aktardı. Denktaş ayrıyeten, seçimler öncesinde takip edildiğini ve telefonlarının dinlendiğini, kendisine takviye sunanların da baskı altında olduğunu da vurguladı. Raporda ayrıyeten, seçimler boyunca kimi gazetecilerin de tehdit edildiği kaydedildi.
ANA MUHALEFET BAŞKANLARINDAN AÇIKLAMA
Ana muhalefet başkanı Tufan Erhürman, bahis hakkındaki niyetlerini kamuoyuyla paylaştı. Raporda, isminin yayınlanmasını istemediği tarafındaki argümanları yalanlayan ve birtakım muhalif kesitleri kendisine ve partisine yönelik ‘itibar suikastıyla’ itham eden Erhürman, 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahaleyi kendi bulgularıyla anlattı. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) başkanı Erhürman’a nazaran, seçim öncesinde Ankara su, Maraş ve iki devletli tahlil sorunlarını gündeme taşıyarak, adaya mali fonlar kaydırarak ve özel gruplar ve temsilciler göndererek sandığa müdahale etti.
‘KKTC, TÜRKİYE’NİN KALIN BAĞIRSAĞI’
Erhürman’ın gündeme taşıdığı konuları, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) önderi Cemal Özyiyiğit, KKTC’yi ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği toplantıda ele aldı.
Bilhassa son devirde, cumhurbaşkanlığı seçimleri dahil Türkiye’nin aleni müdahalelerinin olduğunu söyleyen Özyiğit, bunu kabullenmelerinin mümkün olmadığını vurguladı. Kuzey Kıbrıs’ın, Türkiyeli bir siyasetçinin dediği üzere ‘Türkiye’nin kalın bağırsağı’ olarak anıldığını belirterek “Bu hem Türkiye hem bizim için utanç verici” diyen Özyiğit, “Bu ülke berbat olaylarla değil, sevgiyle, taşıyla, toprağıyla, tarihi ve doğal güzellikleriyle anılmalıdır” tabirlerini kullandı. Türkiye ile alakalarda karşılıklı hürmete dayalı eşitler seviyesinde bir bağ istediklerini, öteden beri bunu savunduklarını belirten Özyiğit, bilhassa son devirde tam karşıtı gelişmeler yaşandığını belirtti.
Gazete Duvar
