Gazeteci-yazar Murat Uzman, YetkinReport’ta yayınladığı son yazısında Doğu Akdeniz’deki tansiyonu yorumladı. Yunanistan’ın son kozlarını kaybettiğini belirten Ehil, AB’nin fiilen Yunanistan’ın gerisinde olmadığı söz etti. Ehil, Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı AB takviyesi istediğini ancak Almanya’nın ‘NATO üyeleri’ çerçevesinde arabuluculuk önerdiğini aktardı.
“Kıbrıs ve Doğu Akdeniz blöfe gelmez” diyen Uzman, 1964 ve 1974’te Kıbrıs, 1996’da ise Kardak krizi sırasında yapılan blöflerin tutmadığını hatırlattı ve yaşanan tansiyonun İkinci Abdülhamid’in Kıbrıs’ı İngilizlere armağan etmesiyle başladığını kaydetti. Yetkin’in yazısından bir kısım şöyle:
“Maas, Ankara’da da “ateşle oynama” ve “kıvılcım” benzetmesinden kelam edince Çavuşoğlu sert bir karşılık verdi, sertlik Berlin’i değil Atina’yı maksat alıyordu. Çavuşoğlu, Türkiye’nin “elinden bir kaza çıkmayacağını” ne gerekiyorsa onu yapacağını bildirdi. Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar daha bir gün evvel –hiç alışılmadık şekilde– bütün komuta kademesiyle yaptığı durum değerlendirmesinin fotoğrafını kamuoyuyla paylaşmıştı.
Aslında Türkiye daha evvel Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki hakları için çatışmayı da göze aldığını, blöf yapmadığını göstermişti. 1964’te ABD Lideri Lyndon Johnson’un Kıbrıs çıkışına Başbakan İsmet İnönü gerekirse NATO’dan çıkılacağı karşılığını vermişti. 1974’te Kıbrıs’ta faşist bir cunta Cumhuriyeti devirdiğinde Türkiye’nin ihtarları blöf sayılmış, askeri müdahale gelmişti. 1996’da Kardak/Imia krizinde ABD, bir çatışma halinde Yunan savaş gemileri ve mutabakatlara alışılmamış olarak silahlandırdığı adalardaki üslerinin Türk uçak ve gemilerine gereksinim kalmadan topçu menzili içinde olduğunu fark ettiğinde devreye girmişti. İş Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’e gelince Türkiye’nin başta hangi hükümet olursa olsun Türkiye’nin köprüleri yakmayı göze alabileceğine dair gereğince ispat var. Bu perspektifle Berlin’den ön kuralsız diyalog daveti çıkabilir. Aksi halde tansiyonun süreceği görülüyor.”
YAZININ TAMAMI
Gazete Duvar